21 Ekim 2008 Salı

Nereye?

Damlaya damlaya göl olur.

Nasıl bir göl isterdiniz? Ya da nasıl bir göle ihtiyacımız vardı? Olta atıp balık tuttuğumuz kenarında piknik yaptığımız göl müdür KAN GÖLÜ?

Damlaya damlaya göl oldu.

KAN GÖLÜ.

Hiç işin içinde olmayanlar için masaldan öte bir anlam ifade etmez, Güneydoğu gerçeği.

Yanınızdaki arkadaşınız vurulmuş, ya ölümle pençeleşiyor, ya da yaralı ve sakat kalacak bir ömür, onun hırsı ile ne yaparsınız dağları taşları sıkıp avucunuzda parçalamak istersiniz. Keşke bunu yapan bir karşınıza çıksa öyle değil mi?

Düşman nerde?

Düşman her yerde, dağlarsa bizim konumuz aramak bulmak gerekmez mi? Ararsınız günlerce haftalarca sonun da bulursunuz düşmanınızı.

Elinde silahı,

Saatlerce size kök söktüren bu hain, bu alçak artık hesap verme zamanındadır,
siperin arkasındadır teslim ol dersiniz, sizin adınıza başkaları bağırır teslim ol diye ama teslim olmaz tek başınadır yine de savaşmak zorunda dır.

Manganız timiniz ateş ederken siz devasa kayaların ardına geçmişinizdir sıçrayarak.

Ölüm kalım meydanında ya o sizi vuracak ya da siz onu.

İçinizden o an hain kalleş teröristi yakaladığınızı düşünürsünüz artık belli ki ikinizden biri artık bu hayatta olmayacak,

Artık sıçramalarla gafil avladığınız düşmanla yüzleşme hesaplaşma zamanı silahına davranırsa muhtemelen ki bir kaç saniye sonra yok olacak, yanınızda ölen sakat kalan arkadaşınızın çocuğunu yetim eşini dul bırakıp namerde muhtaç edenle hesaplaşıp cehenneme göndermeden içi rahat etmez insanın o hain artık yaşayan ölü.

"At silahını teslim ol."

"Dön arkanı."

O da ne arkasını dönen 13-14 yaşındaki çocuk.

Size saatlerdir ateş eden bütün bu çatışmada belki de teröristlerin içinde hayatta kalan o.

Ama bir çocuk henüz 13-14 yaşında.

Uzakta taa uzaktaki aileniz çocuğunuz gelir gözünüzün önüne göz göze geldiğinizde yüzündeki çocuk çaresizliğini görürsünüz zaman sizin için durmuştur artık.

Saniyeler içindeki saniyelere bölünür donup kalırsınız yutkunamazsınız gözleriniz onu affettiğini söyler.

İnsan olan insan çocuğa kıyamaz az önceki ölüme en yakın olan artık ölümden çok uzaktadır.

Gözleriniz ona net bir mesaj verir sen çocuksun kıyamam.

Ama o size kıyar. Onu affetmenizin bedeli vücudunuzdan damlayan kanlar olurken ölümün soğuk nefesini iliklerinize kadar hissdip yere yığılırken o çocuğun tavşan gibi zıplayıp yanınızdan uzaklaştığı bu dünyadaki son gözrüntüdür gözlerinize resmedilen.

Dudaklarınızdan dökülen son cümle ise;

Nereye olur.

Nereye?

Hiç yorum yok: