24 Ekim 2008 Cuma


"ÇORUM - 1937, Rıza, Fatma - Teknik Ziraat Okulu, Hava Assubay Okulu, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi - İngilizce - İş Hukuku - Hava Assubayı, İlkokul ve Ticaret Lisesi Öğretmeni, SSK Çorum Şube Avukatı, Serbest Avukat - XVIII ve XIX uncu Dönem Çorum Türkiye Büyük Millet Meclisi Milletvekili - TBMM Adalet Komisyonu Başkanı - Medeni Durumu : Evli , 3 Çocuk sahibidir. Vefatı : 20. 03. 2002"

Bugün astsubayların aldığı haklarda özellikle 1991-99 arası verilen haklarda en büyük emeği olan rahmetli Cemal Şahin büyüğümüzü hatırlayanınız vardır mutlaka da TEMAD acaba bu değerli büyüğümüzün adını yaşatmak için bu güne kadar ne yapmış, ailesine ne yapılmış,ziyaret edilmiş mi? Ben duymadım.Duyanınız var mı?
Bizler önce bizi temsil etmiş insanlarımıza vefa göstermeliyiz.Onların izinden giderek bayrağımızı daha ileri taşıyacak arkadaşlarımızı yerel ve genel seçimlerde siyasi fikrimiz ne olursa olsun destekleyecek ve onları taşıyacak örgütlenmelere gitmeliyiz.
Rahmetli emekli astsb. olduğunu basın ve yayının önünde rahatlıkla telafuz eder, ben MSB bakanı olacaktım ama emekli astsubay olduğum için Genelkurmay engelledi, önümü kesti beyanını ise hiç unutamam.
Kendisini bir kez daha rahmetle anar, ona gıyabında teşekkürlerimi bir kez daha sunar, ailesine saygılar sunarım.

23 Ekim 2008 Perşembe

GERÇEKLER , %20 İLE ÖRTÜLEMEZ

SEVGİLİ MESLEKTAŞLARIM ve DEGERLİ BÜYÜKLERİM ;ŞİMDİ SİZLERE TEMAD MESAJ PANOSUNDAN ALINTI YAPTIĞIM BİR YAZIYI VE BU YAZIYA YAPACAĞIM YORUMU SİZ DEGERLİ MESLEKTAŞLARIMIN GERÇEKLERİ GÖRMESİ ADINA YAYINLANMAK ÜZERE SİTE YÖNETİMİNİN BİLGİSİNE SUNUYORUM....ASLINDA BU YORUMU ALINTI YAPTIĞIM YAZININ ALTINA DA YAPACAKTIM AMA YAYINLANMAYACAĞINI TAHMİN ETTİĞİMİDE HATIRLATMAK İSTERİM. *******************
TÜRKİYE EMEKLİ ASTSUBAYLAR DERNEĞİ GENEL BAŞKANLIĞI]
PROTOKOLDÜR

Akademik Güvenlik Şirketi ile TEMAD Genel Başkanlığı olarak, personel eğitimi konusunda aşağıdaki şartlarda mutabakat sağlanmıştır.
1.TEMAD üyelerinin Silahlı ve Silahsız Özel Güvenlik Eğitimine %20 indirim uygulanması ile eğitim setinin bedelsiz olarak verileceği.
2. Eğitilmiş TEMAD üyelerinin iş bulması konusunda Akademik Güvenlik Şirketince tam destek verileceği.
İş bu protokol ilgililerce imza altına alındı.


Ergül KUMAŞ Çetin DENİZALPE.Astsb.Kd.Bçvş. E.Deniz Astsb.TEMAD Genel Başkan Yardımcısı Akademi Güvenlik Yönetim Kurulu Başkanı

Mustafa EROL E.Astsb.Kd.Bçvş.TEMAD Genel Başkanı
*****ŞİMDİ SİZ DEGERLİ BÜYÜKLERİMDEN VE MESLEKTAŞLARIMDAN BU PROTOKOLÜ DEFALARCA OKUYUP YORUM YAPMALARINI İSTİYORUM.....AMA BEN KENDİ ADIMA BU PROTOKOLU BİR KEZ OKUDUĞUMU VE BU HUSUSTA YAPTIĞIM VE TAMAMEN KENDİ DUYGU VE DÜŞÜNCEM OLAN YORUMU AŞAGIYA BİLGİLERİNİZE SUNMAK İSTEDİM....SEVGİLİ MESLEKTAŞLARIM,AKADEMİ GÜVENLİK ŞİRKETİ TEMADLA PROTOKOLU BABASININ HAYRINA İMZALAMADI....,HALİ HAZIRDA İSTANBUL DA EN KALİTELİ VE MARKA OLAN GÜVENLİK ŞİRKETLERİ SİLAHLI VE SİLAHSIZ GÜVENLİK EĞİTİMİNİ 180 YTL.DEN **300 YTL YE KADAR BİR RAKAM ARASINDA VERMEKTE OLUP,AYRICA EMNİYET İÇİN KATKI PAYI OLAN (YANİ RANT) 30-35 YTL.SINAV ÜCRETİ ,KİMLİK HARCI,RAPOR,SABIKA KAYDI,ARŞİV ARAŞTIRMA VE DİĞER VS.VS. MASRAFLAR DA TAHMİNİ 400-450 YTL (BAŞVURU ŞEKLİNE GÖRE SİLAHLI-SİLAHSIZ DEĞİŞİYOR) MASRAFLA BERABER 750-800 YTL ARASI BİR RAKAMA BU İŞ BİTİYOR....ŞİMDİ SİZLERE ASIL ACI OLAN BİR HUSUSU ANLATMAK İSTİYORUM......**** 5188 SAYILI ÖZEL GÜVENLİK YASASI ÇIKMADAN ÖNCEKİ MEVCUT 2495 SAYILI YASADA, T.S.K.LERİNİN TÜM SB. VE ASB.LARI BÖYLE BİR EĞİTİME VE SERTİFİKAYA TABİ DEĞİLLERDİ AYRICA " O GÜN KÜ KANUNDA TSK VE EMNİYET BİRİMİ PERSONELLERİ KENDİ SİLAHLARI İLE GÖREV BİLE YAPABİLİYORLARDI...YENİ YASA OLAN 5188 SAYILI KANUN TAMAMIYLA TSK.LERİ PERSONELİNİN ÖNÜNÜ KAPATMAK ADINA VE TAMAMEN İÇ İŞLERİ İLE EMNİYET TEŞKİLATINA HİZMET İÇİN HAZIRLANMIŞ BİR KANUNDUR...O GÜNLERDE BU KANUN HAZIRLANIRKEN UYANIK BİR JANDARMA SUBAYI " GENEL KOLLUK KUVVETLERİ İBARESİNİ KOYDURARAK TSK.LERİNİN BİRİMİ OLAN JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİĞİ DE KAPSAYACAK ŞEKİLDE BU YASA TEKLİFİNİN HAZIRLANMASINA SEBEP OLMUŞTUR...O GÜN YASA HAZIRLANIP TEKLİF SUNULURKEN HİÇ BİR GENEL KURMAY VE KUVVET KOMUTANLIĞI YETKİLİSİ MÜDAHALE ETMEMİŞ VE DÜZELTME YOLUNUN DA BİR TEKLİFTE DAHİ BULUNMAMIŞTIR...ŞİMDİ ASIL ÖNEMLİ KONU NE BİLİYORMUSUNUZ!..ASKERLİK MESLEĞİNDEKİ HİYARARŞİ SİVİLDE DE BİR ŞEKİLDE DEVAM ETMELİYDİ...YENİ YASADA ÖZEL GÜVENLİK YÖNETİCİLERİ İÇİN 4 YILLIK YÜKSEK OKUL MEZUNU ŞARTINI KOYAN YASA YAPICILAR, ASTSUBAY ZÜMRESİNİN ÖNÜNÜ KAPATIRKEN KANUNA ŞU İBAREYİ KOYMAYI UNUTMUYORLARDI..." MUVAZZAF SUBAYLARDA 4 YILLIK EĞİTİM ŞARTI ARANMAZ " SEVĞİLİ MESLEKTAŞLARIM BU NEDEMEK BİLİYORMUSUNUZ?...EMEKLİ OLAN HER BNB.,YB.,VE ALB.YIN DIŞARDA EMEKLİ OLDUĞUNDA YÖNETİCİ OLARAK İŞİ HAZIR VE HER SUBAYIN ASKERLİKTE OLDUĞU GİBİ SİVİL SETÖRDEDE ALTINDA ÇALIŞACAK BİR AMİR,ŞEF,MÜDÜR,PROJE SORUMLU ASTSUBAYI HAZIR DEMEKTİR...SEN YILLARINI VER ,MESLEĞİNİ EN İYİ ŞEKİLDE ÖĞREN AMA YASAYA GÖRE BU İŞİN UZMANI OLARAK SERTİFİKASIZ VE KİMLİKSİZ ÇALIŞAMA,ONLAR MUVAZZAF DA BİZ BU ORDUNUN YEDEKLERİMİYİZ...ONLARDA 4 YILLIK ARANMIYORDA BİZDEMİ ARANIYOR... BU GÜN BÜYÜK ŞEHİRLERDE VE TÜM ÖZEL GÜVENLİK ŞİRKETLERİNDE PROJELERİ AYAKTA TUTAN AMİR,ŞEF ,MÜDÜR POZİSYONUNDAKİ ASB.LARDIR...BUGÜN DE DÜN OLDUĞU GİBİ BİLĞİLENMEMİZ,ÖGRENMEMİZ,YETİŞMEMİZ HER ŞEKİLDE ENGELLENMEKTEDİR...ÇÜNKÜ BİR GÜN BU SEKTÖRÜ ELE GEÇİRECEĞİZ...BİZ ASTSUBAYLAR OLMADAN BU İŞ DE OLMAYACAK, ...ŞİMDİ SORUYORUM SİZLERE !..TEMAD AKADEMİ GÜVENLİKLE %20 İNDİRİMLE VE İŞ GARANTİSİ İLE ANLAŞMIŞ, KİM VERMİŞ GARANTİYİDE AKADEMİ GÜVENLİK İŞ GARANTİSİ VEREBİLİYOR...OYAK BİLE O KADAR YETİŞMİŞ ASTSUBAYLARI GÜVENLİK SEKTÖRÜNE SOKMUYORDA AKADEMİ Mİ SOKACAKMIŞ...BU MU TEMAD IN BAŞARISI MI ?SORARIM SİZE... TAM 8 YILDIR BU İŞİN MÜCADELESİNİ VERİYORUM,TEK TEMSİLCİMİZ TEMAD BU KONUDA NE GİBİ BİR GİRİŞİM YAPMIŞ VE BİZLERE BU HUSUSTA NASIL BİR YARDIMI OLMUŞ...TEMAD TEK TEMSİLCİMİZ İSE VE ASTSUBAYLARA HİZMET İÇİN VARSA GNL.KURMAY VE KUV.KOMUTANLIKLARINI SÜREKLİ KONU ÜZERİNDE RAHATSIZ EDEREK DEĞİŞİKLİĞİ YAPTIRMALIDIR.... TEMAD ŞUNU HİÇ UNUTMAMALIDIR, BU YASA BU HALİYLE TSK PERSONELİNİ SAĞAN ,İÇİŞLERİ VE EMNİYETE RANT SAĞLAMAK İÇİN ÇIKARILAN KANUNDAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR...BU YASA BU HALİYLE DEVAM ETTİĞİ SÜRECE BU GÜN BİZLERİ TEMAD ARACILIĞIYLA AKADEMİ DE SAĞAR,YARIN BİR BAŞKA FİRMA DA SAGAR.TEMAD GERÇEKTEN TEMSİLCİSİ OLDUĞUNU İDDİA ETTİĞİ BU ZÜMRENİN BİR TEK SORUNUNU ÇÖZDÜĞÜ GÜN GERÇEKTEN BİZLERE HİZMET İÇİN VAR OLDUĞUNU İSPAT EDECEKTİR,İŞTE O GÜN TÜM ŞUBE ÜYELİK SAYILARI İKİ KATINA ÇIKIP BİRLİK SAĞLANACAKTIR...SAYGILARIMLA..

22 Ekim 2008 Çarşamba

İNSANLARIMIZ NEREYE GİDİYOR?

AKŞAM HABERLERİ SEYRETTİM, UZUN SÜRE SONRA.KANALLAR ARASINDA GEZDİM,HİÇ BİR KANALDA İNSANLIĞIN YARARINA, FAYDASINA VE GEÇİM SIKINTISINI UNUTTURACAK BİR TANE HABER YAKALAYAMADIM.HABERLER DE DİKKAT ETTİĞİMDE İSTER A MEDYASI İSTER D MEDYASI İSTERSE T MEDYASI OLSUN İÇERİKLERİN ÖZÜ AYNI.DAHA DÜN BUNLAR DEĞİLMİYDİ BİRBİRİNİ BOĞAZLAYAN?SADECE İSİMLERİ VE YERLERİ DEĞİŞTİRDİĞİN ZAMAN NEREDEYSE CÜMLELER DE AYNI. GEL DE İNAN FARKLI MERKEZLERDEN ÇIKTIĞINA? BEN İNANMIYORUM.İNSANLARIN TEPKİSİNİ KONTROL ALTINDA TUTMAK İÇİN AYNI MERKEZDE HAZIRLANMIŞ AMA FARKLI FİKİRLERİN KANALIYMIŞ GİBİ DE BİZLERE SERVİS EDİLDİĞİNİ DÜŞÜNDÜM. BİR TARAFDA MEMLEKETİN ÖZELLİKLE DOĞUSUNDA YOĞUN OLMAK ÜZERE İSYAN VE DEVLETE KARŞI HAREKETLER, DİĞER TARAFDA EKONOMİ KAFA ÜSTÜ ÇAKILMIŞ, HER GÜN GENCECİK İNSANLARIN TERÖR BELASINA KURBAN VERİLMESİ, DİĞER TARAFDA BEŞ YTL.LİK KIRTASİYE ALETİNİ İLLA FALANCA KIRTASİYEDEN 18 YTL YE ALACAKSINIZ DİYEN ÖĞRETMEN,GİZLİ DEVALÜZASYONLA HERGÜN BİRAZ DAHA FAKİRLEŞEN SESSİZ ÇOĞUNLUK!
NEREYE GİDİYORUZ, NEREYE GÖTÜRMEYE ÇALIŞIYORLAR BİZİ, HER GÜN KAFA KARIŞTIRICI VE ÜMİTSİZLİĞİ ARTIRICI YENİ GELİŞMELER İLE NE YAPILMAK İSTENİYOR DİYE İNSAN KARA KARA DÜŞÜNMEK ZORUNDA KALIYOR.
MEMLEKETİMİZDE FARKINDAMISINIZ AHLAKİ YOZLAŞMA YERİNİ ÇÖKÜNTÜYE BIRAKMIŞ.BİR TARAFDA BİR BİLİM ADAMI ÇIKIYOR "ALLAH İLE ALDATMAK" DİYE KİTAP YAZIYOR.DİĞER TARAFDA ESKİ YARGITAY BAŞSAVCISI "ADALET İLE ALDATMAK" KİTABINI YAZIYOR.ESKİ BİR POLİS TV YE ÇIKIP YOK BEN 100 HAYIR 1000 ADAM ÖLDÜRDÜM DEVLET İÇİN DİYOR, YA BU YALANI NİYE SÖYLÜYORSUN BE ADAM, ADAMLAR, YÖNETİCİLER HER KİMSENİZ.SİZ DE HİÇ Mİ ALLAH KORKUSU, HİÇ Mİ BAYRAK SEVGİSİ YOK.BU KADAR ŞEREFSİZ OLMAK İÇİN KİMDEN NE KADAR ALIYORSUNUZ. HİÇ Mİ DÜŞÜNMESİNİZ BAYRAK OLMASA, VATAN OLMASA VE İNSANLARIMIZDA AHLAK OLMASA NEREDE YAŞAYACAKSIN.KAZANDIKLARINI NEREDE HARCIYACAKSIN.ÖLÜRKEN YANINDA KAÇ BANKNOT GÖTÜRECEKSİN.ANLADIK DEVLET SİSTEMİMİZ ÇÜRÜMÜŞ, ARTIK KOKUSU DÜNYA ALEMDEN DUYULUYOR.AMA BU KOKUŞMADA MEMURLAR KADAR VATANDAŞ OLARAK BİZİM HİÇ Mİ KATKIMIZ YOK.SÖZDE ADI MİLLET VEKİLİ OLAN YANİ BİZİM VEKİLİMİZ OLAN İNSANLARIN ÖNÜNDE EL PENÇE DİVAN DURURKEN ONLARIN SAHİBİ OLDUĞUMUZU NİYE UNUTUYORUZ? ÇÜNKÜ MENFAAT BEKLENTİMİZ VAR, BİR ŞEYLER UMUYORUZ.ALIN TERİNİ, HAKKIDA, YARADANIMIZ HAKK I DA UNUTMUŞUZ.HAKSIZ KAZANÇ PEŞİNDEYİZ.DÜŞÜNÜN BİR KADIN ÇOCUKLARINI KENDİ CANINDAN OLAN BABASINA KARŞI DÜŞMAN YAPMAYA ÇALIŞIYOR, NEDEN? ALLAH INI UNUTMUŞ, İNSANLIĞINI UNUTMUŞ, ANA OLDUĞUNU UNUTMUŞ.HANİ CENNET ANALARIN AYAĞININ ALTINDAYDI. HERHALDE HADİS BU DEVİRDEKİ MENFAATİ İÇİN KARNINDA DOKUZ AY TAŞIDIĞI ÇOCUĞUNU KULLANAN ANA DEMİYECEĞİM, İBLİS KADINLARI KAST ETMEMİŞDİR.BU İBLİS KADINLARINDA CEHENNEM AYAKLARININ ALTINDADIR, MUHTEMELEN.
HERKESİN BİRBİRİNE DÜŞMAN OLMASI İÇİN ÇABA SARFEDİLEN BU MEMLEKETDE EMİNİM Kİ KUTSAL KİTABIMIZ KURAN I KERİM İN KORUYUCUSU OLARAK MÜJDELENMİŞ BU MİLLETİN BAŞINA DÜRÜST AMA SONUNA KADAR DÜRÜST BİR LİDER GELECEKTİR, YOKSA BU GİDİŞAT HAYRA ALAMET DEĞİL.
ALLAH İNSANLARIMIZIN İÇİNE, ÖNCE SEVGİ VE SAYGI İLE DOLDURSUN. DÜRÜSTLÜK VERSİN.HAKKA SAYGI VERSİN.ŞANLI BAYRAĞIMIZI DA , EZANIMIZI DA BAŞIMIZDAN EKSİK ETMESİN.SAYGILAR.

VERMEYİ BİLMEYENLER...




T.S.K. lerinin değerli Astsubayları , sevğili meslektaşlarım; Aslında bu çalışma gurubunun kuruluş amacı gerek emekli olarak silahlı kuvvetlerden ilişiğini kesenler ile emekli olmayı düşünüp ayrılma planları yapan meslektaşlarımızı bilgilendirmek ve sivil hayata hazırlanmaları adına yapılan bir ön hazırlık çalışmasıdır.... Özellikle böyle bir çalışma yapmayı çok uzun zamandır düşünüyordum,1999 yılından bu yana sivil hayatta yaşam mücadelesi vermekteyim..Sivil hayat sizlerinde bildiği gibi kolay bir hayat şekli değil özellikle biz askerler için,ama sürekli o üniformanın içinde de hayatımızın sonuna kadar kalacak değiliz buna inanın....Her şey den önce hayat dışarda okul yıllarımızda düşündüğümüz ve değerlendirdiğimz kadar kolay değildir...Hani hep derdik ya! gerekirse limon satarak geçiniriz diye... Kazın ayağı hiç de öyle değilmiş dışarda, her şey bitiyor ve yeniden doğduğunuzu görüyor ve yeni bir hayata alışma ve yaşam mücadelesine başlıyorsunuz....Bunları size neden anlatıyorum hiç merak ettiniz mi?Şimdi bizler Askerlikte de olsa sivil hayatta da olsa zaten bir yaşam mücadelesi vermiyormuyuz?Zaten her halükarda maaşlarımız tırpanlanmış,özlük haklarımız gasbedilmiş,ordunun da bütün yükünü üstümüze yıkarak 15 yıl gibi mecburi hizmet lede elimizi kolumuzu bağlayarak, dışarı ile olan bağlarımızı kopartıp bizi mesleğe mecbur etmiyorlar mı? Nasıl olsa 15 yıl oldu ,kaldı 5 yıl deyip ayrılabiliyormusunuz, onuda bi kenara bırakın 15 yıl dan sonra nasıl adapte olacak ve ne iş öğreneceksin.. vs... vs. sebeplerden dolayı hiç bir zaman sesimiz çıkmadı ....Yani zorunluda olsa bir gün emekli olana kadar kullanıldığımızı bilelim diyorum...Oysa çalışırken sesimizi daha çok duyurabilir ve haklarımızı daha çabuk alabilirdik diye düşünüyorum..Dün nasılsa bugün sivil hayattada askerliğin devam ettiğini unutmamanızı istirham ediyorum sizlerden,çünkü önümüz çalışırken nasıl kapatılıyorsa emekli olduğumuzda da aynı şekilde kapatılıyor. Çünkü çıkarılan yasa ve yönetmelikler her zaman olduğu gibi yine TSK lerinin gerçek evlatları subaylarımızı avantajlı konuma getirerek,astsubaylarımızı ise dışarda bile ikinci vatandaş konumuyla karşı karşıya getiriyor...Bizim suçumuz daha başlarken astsubay olmakmış bunu hiç bir zaman unutmayınız.. ŞİMDİ bir örnek vereceğim sizlere; 5188 sayılı özel güvenlik yasası çıkmadan önce 2495 sayılı yasa TSK leri personelini ve Emniyet birimlerini ayırmıyor ve sonuna kadar yetki veriyordu.Oysa yeni yasayla tsk.lerinin sadece genel kolluk kuvvetleri( jandarma ve sahil güvenlik) yetkili kılınıyor ,emniyetin tüm birimleri bu iş için yetkilendiriliyordu.... Oysa bu orduya yıllarını vermiş astsubaylar ( komando,özel harekatçı da dahil) bu yasanın dışında tutularak , muazzaf subaylarda 4 yıllık eğitim şartı bile aranmaz ibaresi konulurken seslerini çıkarmayanlar emekli olduklarında bu işi yapacak genç ,dinamik ve bilğili yetişmiş astsubayların önünü kapatarak kendi koltuklarını daha şimdiden hazırlarken,demokrasi nutku atanlar,adaletten bahsedenler bütün bunları bilmiyor mu sizce?işte bunun için bunların sizlere ulaşması için kurulmuş olan bu gurubu lütfen arayıp,arada bir siteye girerek gelişmelerden haberdar olunuz...BİRLİKTEN KUVVET DOĞAR; siz inanıyormusunuz temad'ın haklarımızı alacağına? Ben inanmıyorum ama en azından dışarda çalışarak, bilği ,başarı ve tecrübemizle onları saf dışı bırakabileceğimize inanıyorum...Çünkü dışarda vereceksin ki alabilesin dir sistem... ONLAR HEP ALMAYA ALIŞTIKLARI İÇİN VEREMEZLER, ÇÜNKÜ VERMEYİ BİLMEYENLER İÇİN ÇOK ZORDUR VERMEK.....SAYGILARIMLA...

21 Ekim 2008 Salı

UMUR TALU'DAN

Sıvasız evlerin ölü çocukları
"Yoksul edebiyatı yapma, oğluuum!" Tabii ya!
"Asansörde ter kokuyordu" dediğiniz çocuklardan belki bunlar. "Göbeğini kaşıyan adam"ın çocukları belki. "Başörtülü" diye anasını nizamiye, hastane veya okul kapılarında itelediğiniz, ötelediğiniz, belki bacısını üniversite kapılarından sokmadığınız çocuklar. "Ananı da al" diye azarladıklarınızın çocukları belki. "Orduda hiyerarşi vardır, herkesin yeri bellidir, girerken bilmiyorlar mıydı" diye, bir orduevi kapısında karısıyla, çocuğuyla, babasıyla, anasıyla rezil edip kovaladığınız çocuklar. "Bir kilo pirince oy veriyorlar" dediklerinizden belki de. "Bunlarınki de bir oy benimki de" diye ayağınızla basıp işaret ettiğiniz çocuklar. "Sayıyla mı verdiler" demiştiniz ya, işte o çocuklar." Şehrin içine ettiler" ya, onlar da olabilir bu çocuklar. "Ağzı çorba kokanlar"ın, çayırda piknik yapanların, belki atletiyle oturanların, denize entariyle ürkek adım atanların çocukları. "Bunlar köylü olduğu için yüksekte yürüyemiyor, tersanelerde düşüp ölüyorlar" dediğiniz çocuklardan işte.Bir atölyede, bir izbede üç paraya kot taşlattığınız, tinere, dumana, zehre, kansere boğduğunuz, toplu halde yakınca azıcık vahvahladığınız çocuklar.Kamyon kasalarında derelere döktüğünüz minik tarım işçisi kızlar var ya, işte onların kokusundan çocuklar.Müzik zevklerini, giyim tarzlarını, ağız tatlarını, konuşma üsluplarını, dil falsolarını, küfür kıyametlerini, hoyrat hayata hoyratça atılışlarını, yan bakışlarını, itiş kakışlarını, statlara yığılışlarını "estetikten, medeniyetten, terbiyeden, seviyeden" uzak bulduğunuz çocuklar belki de.Belki hepsi hem ondan, hem bundan, hem şundan değil.Ama biraz ondan, biraz bundan, biraz şundan. Aslında sevmediniz Siz bu çocukları aslında hiç sevemediniz. Sevmediğiniz için sevilemeyecek, sevinilemeyecek hallere de getirdiniz.Bu çocuklar bazen varoşların solcu çocukları oldu, bazen başbuğların kurtları, bazen linçe uğradılar, bazen linçlerin kalabalıkları oldular, bazen bir isyanla jilet atıverdiler, bazen bir hoca peşine düşüverdiler, yerüstünde umut kovalarken yırtanı da oldu, namusuyla kan ter içinde kalanı da, yer üstüne düşeni de yeraltına sıvışanı da, araziye uyanı da yoldan çıkanı da; taş attıkları da oldu mermi sıktıkları da...Sünni idiler, Alevi idiler, Türk idiler, Türkmen idiler, göçmen idiler, Kürt idiler.Siz, yani belki siz değil de, işte o "Sizler", bu çocukları aslında hiç sevemediniz.Öyle tepeden, yükseklerden, makamlardan, rütbelerden kibirle bakıp da, aslında çoğu zaman aşağılayarak, onları "adam etmek" ile bir türlü edememek arasında kaldınız.Onlara dair hakiki her şeyi, bazen inançlarını, bazen hayallerini, oylarını, soylarını, yoksunluklarını, yoksulluklarını; ellerindeki tek hazine haysiyeti de yamultarak, aşağıladınız.
Ama ölülerini çok seviyorsunuz. Tabutları arkasında, sivil ve askeri erkân, diziliyorsunuz.Köşeler döşeniyor, manşetler düzüyorsunuz.İktidar oluyor, sevk ve komuta ediyor, muhalefet de yapıyorsunuz. Yüzüne bakmadığınız başörtülü analarına sarılıyor, hakiki insan(haklarına mıçıp sıvadığınız sıvasız haneleri ziyaret ediyorsunuz.Dayakla, azarla, aşağılamayla, insan yerine komayışla inlettiğiniz bedenlerini ceset ceset kutsuyor; kırıp paramparça ettiğiniz, gencecik çürüttüğünüz ruhlarını sanki onları hep sevmiş gibi yolcu ediyorsunuz. Bir bakın, bir yüzleşin, bir sadede gelin: Hayatta kalan hiçbirini, neredeyse bir gün bile, "şehit" adıyla uçanlara bir süre bahşettiğiniz şefkatle sevmeyeceksiniz kolay kolay. Hayat maalesef kimi için, hakiki sevenleri dışında, ancak ölümle insani mana ve toplumsal saygı bulabiliyor: Yaşarken zerre kıymetin olmadığı için... Bir ihtimal, denk gelirse, ancak ölün sevilebiliyor! Hayat değersiz, hayatın önemsiz...O yüzden ölüm kutsanıp duruyor! Çünkü, ölmeyen milyonlarca insan da öyle biliyor, yani öyle sanıyor ki, yaşarken değersiz kılınmış hayatının tesellisi, ölürken bir kıymet kazanabilme, ölürken sevilebilme, hakikaten bir cennete gidebilme, belki hatırlanabilme ihtimalidir.
Bir ihtimaldir!

Nereye?

Damlaya damlaya göl olur.

Nasıl bir göl isterdiniz? Ya da nasıl bir göle ihtiyacımız vardı? Olta atıp balık tuttuğumuz kenarında piknik yaptığımız göl müdür KAN GÖLÜ?

Damlaya damlaya göl oldu.

KAN GÖLÜ.

Hiç işin içinde olmayanlar için masaldan öte bir anlam ifade etmez, Güneydoğu gerçeği.

Yanınızdaki arkadaşınız vurulmuş, ya ölümle pençeleşiyor, ya da yaralı ve sakat kalacak bir ömür, onun hırsı ile ne yaparsınız dağları taşları sıkıp avucunuzda parçalamak istersiniz. Keşke bunu yapan bir karşınıza çıksa öyle değil mi?

Düşman nerde?

Düşman her yerde, dağlarsa bizim konumuz aramak bulmak gerekmez mi? Ararsınız günlerce haftalarca sonun da bulursunuz düşmanınızı.

Elinde silahı,

Saatlerce size kök söktüren bu hain, bu alçak artık hesap verme zamanındadır,
siperin arkasındadır teslim ol dersiniz, sizin adınıza başkaları bağırır teslim ol diye ama teslim olmaz tek başınadır yine de savaşmak zorunda dır.

Manganız timiniz ateş ederken siz devasa kayaların ardına geçmişinizdir sıçrayarak.

Ölüm kalım meydanında ya o sizi vuracak ya da siz onu.

İçinizden o an hain kalleş teröristi yakaladığınızı düşünürsünüz artık belli ki ikinizden biri artık bu hayatta olmayacak,

Artık sıçramalarla gafil avladığınız düşmanla yüzleşme hesaplaşma zamanı silahına davranırsa muhtemelen ki bir kaç saniye sonra yok olacak, yanınızda ölen sakat kalan arkadaşınızın çocuğunu yetim eşini dul bırakıp namerde muhtaç edenle hesaplaşıp cehenneme göndermeden içi rahat etmez insanın o hain artık yaşayan ölü.

"At silahını teslim ol."

"Dön arkanı."

O da ne arkasını dönen 13-14 yaşındaki çocuk.

Size saatlerdir ateş eden bütün bu çatışmada belki de teröristlerin içinde hayatta kalan o.

Ama bir çocuk henüz 13-14 yaşında.

Uzakta taa uzaktaki aileniz çocuğunuz gelir gözünüzün önüne göz göze geldiğinizde yüzündeki çocuk çaresizliğini görürsünüz zaman sizin için durmuştur artık.

Saniyeler içindeki saniyelere bölünür donup kalırsınız yutkunamazsınız gözleriniz onu affettiğini söyler.

İnsan olan insan çocuğa kıyamaz az önceki ölüme en yakın olan artık ölümden çok uzaktadır.

Gözleriniz ona net bir mesaj verir sen çocuksun kıyamam.

Ama o size kıyar. Onu affetmenizin bedeli vücudunuzdan damlayan kanlar olurken ölümün soğuk nefesini iliklerinize kadar hissdip yere yığılırken o çocuğun tavşan gibi zıplayıp yanınızdan uzaklaştığı bu dünyadaki son gözrüntüdür gözlerinize resmedilen.

Dudaklarınızdan dökülen son cümle ise;

Nereye olur.

Nereye?

Provakasyonlara Dikkat

16 EKİM tarihinde Ankara da bulunan Çankırılar internet sitesi ziyaretçi sayfasında, size bölücü nifakların yeni bir oyunla sahneye çıkacaklarını, kışkırtmalara karşı dikkatli ve aklı selim davranmaya davet etmiştim.Bugün 21 ekim gelinen noktada başta büyük şehirlerimiz ile doğu ve güneydoğunun her şehrinde, ilçesinde ve başta avrupa olmak üzere dünyanın bir çok şehrinde sözde terörist başına insanlık dışı davranıldığı gerekçesiyle adı eylem olan ama hakikat de silahlı isyandan önceki adı sivil itaatsizlik de diye de adlandırılan ama daha da ileri safhası olan kalkışma hareketleri icra edilmektedir.Bugün DTP başkanı Ahmet TÜRK ün açıklaması basına ve internet e düştü.Gelinen seviye bakımından konuşmanın içeriğine bakarsanız KANUNEN SUÇ SAYILAN "SAYIN" ifadesini defalarca sarf ederek devlete sanki Kürt lerin resmi liderimiymiş gibi tehditler savurmakta, kanunlara karşı gelmekte (sizin kanunlarınızı tanımıyorum gibi) ve bölünmekten açıkça bahsetmektedir.Değerli arkadaşlarım, işin en acı tarafı ise demokrasi, insan hakları diye diye bu nifak odakları ve maşaları, pkk ya müzahir olmayan Kürt leri de, artık biz güçlüyüz, biz istediğimizi deriz, yaparız diye zorla ve baskıyla meydanlara çekecek, dünyanın diğer şehirlerinde de olabilir Türk-Kürt kavgasını başlatarak zaten zor günler geçiren memleketimizin başına iyice çorap örebilirler.Buradan bir kez daha sesleniyorum, bu bir Kürt cülük olayı değildir.Düğmeye basınca dünyanın her yerinde olaylar başlatabilecek çapta bir örgüt değildir pkk. Ama pkk sırtından sevr uygulamasında bayağı mesafe kat eden dış güçler ve yurt içi maşaları artık bunun uygulamasına geçmeye başlayacaklardır. Önümüzdeki yerel seçimler de bu yüzden çok daha farklı bir öneme haiz olmuştur.Ben yine aman dikkat, 3-5 çapulcuya bakıp da galeyana gelinmesin, devletimiz güçlüdür , işi kanunlarımıza bırakalım diye teklif edeceğim.saygılar.

20 Ekim 2008 Pazartesi

Şehitler de ölür vatan da bölünür.

Ben size hiç benzemedim, hiç siz gibi de olamadım, belki de başlangıçtan beri beni kabullenememeniz ondandı. Hep ezber bozdum. Hep farklı söyledim. Doğruları anlatmakla karşımdakileri kırmamak adına daima ince bir çizgide yaşadım. Bir doğru var ki onu da söylemeden edemeyeceğim, bir ezber var ki onu da gündeme taşımamak şehitlere de bu vatana da ihanettir. Her kim söylemişse “şehitler ölmez-vatan bölünmez” koskocaman bir yalan, “uyduruktan bir psikolojik harp tekniği” vatansever vatan hainlerinin şirinlik, sevecenlik gösterisi böyle diyecekler ki pirim yapsınlar, böyle diyecekler ki bu maskenin altında diledikleri ihaneti ellerlini kollarını sallayarak yapabilsinler. Bu ezber çoktan bozulması gereken bir ezberdi. Kısmet bugüneymiş. Yüce milletim bilsin ki; ŞEHİTLER DE ÖLÜR VATAN DA BÖLÜNÜR. Hem de öyle bir bölünür ki; KİMSENİN RUHU DUYMADAN.

Şehitler de öyle bir ölür ki; BİR DAHA ASLA DİRİLMEMEK ÜZERE. Herkes şunu duysun bilsin ki Cennet-Cehennem bu dünyada yok, ahirette cennetlik olan şehitler bu dünya’da geride bıraktıklarının durumunu görünce zevki sefaya düşebilirler mi?. Onlar şehit olduklarının haftası dolmadan onların ailesini yüzüstü bırakanlara gelip de bu dünyada haddini bildirebilir mi? Şehit çocuğu diye o çocuğa boyun büktüren kişilere haddini bildirebilir mi? Kocası şehit oldu diye mahallesinde karısına göz koyan namussuz şerefsiz haysiyetsizlere haddini bildirebilir mi? Annesine babasına eşine çocuğuna en faydalı olacağı halde onların geçimini sağlayan tek evlat olduğu halde, annesinin babasının eşinin çocuğunun sefaletini gördüğünde çıkıp gelebilir mi ahretten? yardım edebilir mi? Durumlarını iyileştirebilir mi? Namerde muhtaç olmadan geçimlerini sağlayabilir mi? Çıkıp gelip yetkililerin yakasına yapışabilir mi?

Siyasiler, otoriteler, pasta pasta bu ülke kaynaklarını hortumlarken, lale devrinde bir eli yağda bir eli balda yaşarken geride bıraktıklarının tüyü bitmemiş yetim hakkı ile saltanat sürenlere dur diyebilir mi? Ahiretteki şehit ne istese yapabilir bu dünyaya ait? Geride bıraktıklarının hangi derdine derman olabilir? Ölüm nedir? Ahirete göç etmek. Ölüm cennette-yada cehennemde olmak demek değildir. İnsanlık tarihi boyunca tek bir şehidin dirilip geldiğini geride bıraktıklarının derdine derman olduğunu gösterebilir misiniz? Ama ben size o şehitlerin parası ile lale devrinde yaşarken şehitlerin ailelerini sefalete sürükleyenleri gösterebilirim. Gösterdiğimde ne yaparsınız? Yasal yoldan hak aramayı düşünmek varken o şehidin geride bıraktıklarına sahip çıkmak acısına ağrısına ortak olup yarım ekmeğinizi bölüp yemek varken o şehidin tüyü bitmemiş yetiminin parasına göz koyanlara afferim derseniz diyorsanız bilin ki sizin tavrınız onun ölüm sebebinden daha şerefsizcedir. Daha alçakçadır. Bu alçaklıkla da ne kadar övünseniz de azdır. Çünkü şehit bir ölmüştür siz ahiretteki ruhunu da öldürerek ikinci defa öldürmüşünüzdür. Bu bakımdan şehitler ölür öldürenler de geride bıraktıkları emanetine sahip çıkmak yerine vatansever vatan hainlerine uşaklık edenlerdir. Şakşakçılardır. Güç ve iktidar yalakaları melek yüzlü şeytan ruhlu canavarlardır. Şehidin uğruna can verdiği vurdumduymaz gölgesinden korkan ödlek biçare yaratıklardır.

VATAN DA BÖLÜNÜR. Hem de öyle bir bölünür ki; parça parça olur her bir parçası da tarih sahnesine dağılır ve sonra o vatanda yaşayanlar ondan önceki yaşayanları yerden yere vurur. Dün Aktütün karakoluna gündüz vakti sızan hainler ellerini kollarını sallayarak gelip karakola sızdılar. Peki bu gün içimizde hangi makam ve mevkide ne kadar hain var biliyor muyuz? Aktütün’deki sızmada ellerini kollarını sallaya sallaya gelen hainler 17 şehit canına kıydılar. Acaba bu ülkede ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşan hainler kaç milyon cana kıymanın planını yapıyor acaba.

Bu millet uyanmazsa VATAN DA ÖYLE BİR BÖLÜNÜR Kİ o zaman da iş işten çoktan geçmiş olur atı alan hainler de Üsküdar’ı çoktan geçmiş olur. Ben diyorum ki; uyanık olun. Bunu art niyetliler çarpıtıyorlar: “sanki ben diyorum ki gidin hain sandığınız kişinin yakasına yapışın” “ayaklanın” “vurun kırın her şeyi yerle bir edin” “şüphelendiğiniz kişileri recm edin” taşlayın” böyle mi diyorum ben? YASA DIŞINA ÇIKAN HERKES HAİNDEN DAHA HAİNDİR. SUÇLULUĞU İSPAT EDİLENENE KADAR KİŞİLERİ SUÇLU İLAN EDENLER DE ASIL SUÇLU OLANLARDIR. BU KOYMA AKILLILARIN BU ÜLKEYE VEREBİLECEKLERİ BİR ŞEY OLMADIĞI GİBİ VERECEKLERİ HER ŞEY ZARARDIR. SUÇTUR. AHLAKSIZLIKTIR. Şehitler ölür geride kalanlarına sahip çıkılmazsa. Vatan da bölünür uyanık olunmasa. Bu bakımdan STK’larımız yasal olarak sesini en gür bir şekilde duyurmalı ve bu konuda da sen ben tartışması olmamalıdır.

Biz yasal sınırlar içinde demokratik yoldan acımızı şüphemizi korku ve gelecek endişemizi en güçlü bir şekilde duyurabiliriz. Şehitlerin Gazilerin geride bıraktıkları da bizim onurlu haklı ve ahlaklı mücadelemizle bilirler ki bu vatan için kanını canını verenlerin geride bıraktıklarına sahip çıkılır, bilirler ki yanlış olan hangi makam ve mevkide olursa olsun “vatana ihanetten” kendini yasal yoldan yüce divanda bulur. Bu şehit ve Gazilere içi boş söylemden daha fazla huzur verecektir.

Saygılarımla.

Cavit KAYIKCI
E.Assubay

Emekli Assubaylar

Emekli Assubayları bir çatı altında toplayacak sitemize hoşgeldiniz.